Okyanus tabanında bulunan milyarlarca tonluk enerji kaynağı ABD'nin dikkatini çekti. MIT çalışma sonuçlarını paylaştı.
Gelecekte sürdürülebilir enerjiye geçiş için çığır açabilecek bir kaynak, okyanus tabanında yatıyor. ABD, bu potansiyel kaynağı değerlendirmek ve düşük maliyetli çıkarım yolları bulmak için geniş kapsamlı araştırmalar başlattı. Hidrojen, evrendeki en yaygın elementlerden biridir ve genellikle diğer elementlerle birleşik hâlde bulunur. Ancak jeolojik hidrojen, saf formda bulunmasıyla dikkat çekiyor. Okyanus tabanındaki suyun demir açısından zengin kayalarla reaksiyona girmesi sonucu ortaya çıkan bu hidrojen türü, temiz enerjiye geçişte devrim yaratma potansiyeline sahip. Jeolojik hidrojenin avantajları: Saf oluşu: İşleme maliyetlerini düşürme potansiyeli taşır. Sürdürülebilirlik: Doğal süreçlerle sürekli olarak üretilir. Büyük rezervler: Milyarlarca ton jeolojik hidrojen rezervi olduğu tahmin ediliyor. ABD Enerji Bakanlığı, jeolojik hidrojeni enerji kaynağı olarak değerlendirmek için 20 milyon dolarlık bir fon ayırdı. Bu fon, üniversiteler, özel şirketler ve laboratuvarlardan oluşan 18 ekip arasında paylaştırıldı. Araştırmaların odak noktaları şunlar olacak: Çıkarma Teknikleri: Jeolojik hidrojenin okyanus tabanından düşük maliyetle ve çevresel etkileri minimize ederek çıkarılması.
İşleme ve Depolama: Saf hidrojenin enerji üretiminde kullanılabilmesi için gereken işleme ve depolama yöntemlerinin geliştirilmesi.
Üretim Koşullarının Optimizasyonu: En uygun sıcaklık, basınç ve pH koşullarının belirlenmesi. Katalizörlerin etkinliğinin artırılması. Fonun bir kısmını alan MIT ekibi, yer altında hidrojen üretimini optimize etmek için çalışmalar yapacak.
Ekip, reaksiyon hızını artırmak ve maliyetleri düşürmek amacıyla: En iyi katalizörleri, İdeal sıcaklık ve basınç koşullarını, Uygun pH seviyelerini araştıracak. Bu çalışmaların başarıya ulaşması durumunda jeolojik hidrojen, güneş ve rüzgar enerjisinin yanı sıra dünyanın en önemli yeşil enerji kaynaklarından biri olabilir.
Ancak bu potansiyelin hayata geçirilebilmesi için: Çıkarma ve üretim maliyetlerinin düşürülmesi, Enerji sistemlerine entegrasyon yollarının geliştirilmesi, Finansal olarak cazip hâle getirilmesi gerekiyor.
Jeolojik hidrojen, geleceğin enerji kaynağı olarak büyük bir umut vaat ediyor. Eğer okyanus altındaki bu kaynak etkin şekilde kullanılabilir hâle gelirse: Fosil yakıtlardan bağımsız enerji sistemleri kurulabilir, Küresel karbon emisyonları önemli ölçüde azaltılabilir, Enerji maliyetleri düşürülebilir. ABD’nin bu alandaki yatırımları, sadece enerji sektöründe değil, sürdürülebilir kalkınma ve çevre koruma alanlarında da devrim yaratabilir. Gelecekte, jeolojik hidrojen, enerji dönüşümünün merkezinde yer alabilir.
Comments