top of page
Yazarın fotoğrafıNazlı Tanrıkulu

"KULLARIN DAĞI"

Güncelleme tarihi: 9 Eki

Süryanicede "kulların dağı" anlamına gelen Tur Abdin, Süryani Ortodokslar için önemli bir bölge olup dinî ve kültürel merkezleridir. Yeryüzünde ayakta kalmış en eski Süryani Ortodoks Manastırı olan Mor Gabriel Manastırı da (Deyrulumur) bu bölgededir.

MÖ 9. yüzyılda Yeni Asur İmparatorluğu kralı II. Aşurnasirpal tarafından Diyarbakır'da dikilen Kurkh stelinde "Kaşiyari Dağları" olarak geçmektedir. Bu dağdaki geçit Nairi ülkesine düzenlenen harekâtta kullanılmıştır. İsmi, stel üzerinde iki kez şu şekilde geçmektedir: “Kaşiyari Dağı’nı geçtikten sonra ikinci kez Nairi ülkelerine girdim. Sigişu kentinde kamp kurdum ve geceyi geçirdim… Tupusu oğlu Lapturu’nun yönettiği, Kaşiyari Dağı üzerindeki iyi tahkim edilmiş altmış kenti yıktım, yaktım, harabeye çevirdim."

Bölgede bulunan Mor Sobo Kilisesi, Meryem Ana Kilisesi, Deyrüzzaferân Manastırı, Mor Gabriel Manastırı, Mor Abai Manastırı, Mor Loozor Manastırı, Mor Yakup Manastırı, Mor Kuryakos Kilisesi ve Mor İzozoel Kilisesi, 2021 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesine dahil edildi.

Farklı inanç,kültür ve kimliklerin bir arada yaşadığı tarihi Kuzey Mezopotamya kenti Mardin Mardin, mimari, etnografik, arkeolojik, tarihi ve görsel değerleri ile zamanın durduğu izlenimini veren Güneydoğunun şiirsel kentlerinden biridir. Mardin'de, farklı dini inanışlar paralelinde, sanatsal açıdan da tarihi değeri olan camiler, türbeler, kiliseler, manastır ve benzeri dini eserler barındırmaktadır. Mardin, İpek Yolu güzergâhında olup, 5 han ve kervansaray mevcuttur. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz…






Mardin’de yer alan ilk Türk hamamı olan Sıhhi Emir Hamamı

Dikdörtgen plan şemasına sahiptir. Günümüze orjinal hali ile sadece soyunmalık kısmı gelmeyi başarmıştır. Ancak 1938 senesinde orjinaline en yakın haliyle çizilerek yeniden yapılandırılan hamam günümüzde hala bu isimle hizmet vermektedir.


Dara Antik Kenti


“…Arsakes Parth devletini kurdu, askerler topladı, kaleler inşa etti ve kentlerini güçlendirdi. Zapaortenon (Masius=Turabdin) Dağı’nda Dara diye adlandırılan bir şehir kurdu ki, hiçbir yer bu yerden daha güvenli veya daha hoş olamazdı. Çünkü savunulmasına ihtiyaç duyulmayan, pozisyonu güçlü dik kayalar ile kuşatılmıştı ve bu yerin etrafındaki bereketli topraklarından elde edilen ürünleri depolanıyordu. O kadar bol miktarda akarsu ile beslenen kaynaklar ve o kadar çok ağaç vardı ki bir avın takibinin tüm hazları ile doluydu”.


Antik kaynaklarda da belirtildiği gibi Dara’nın I. Anastasius Dönemi’nde (491-518) ilk kez iskân edilmiş bir yer olmayıp çok daha önceden de iskâna uğramış bir yerleşim yeri olduğu, kazılarda daha erken dönemlere ait buluntuların ele geçmesinden anlaşılmaktadır.


DARA’DA YER ALAN ÖNEMLİ YAPILAR ise şöyle sıralanabilir : Mezarlık Alanı , ÇOK KATLI GALERİ MEZAR YAPISI, SURLAR, KAPILAR,AGORA CADDESİ, KÖPRÜLER, Maksem (üstü örtülü su hazne binası),SARNIÇLAR, Kilise - Zindan Sarnıç, Vaftiz Teknesi, Barajlar, Mozaikli Yapı, İslami Dönem Mezarlığı ve Türbeler,



TAŞIN CAN BULDUĞU MARDİN EVLERİ

Mardin, Güneydoğu Anadolu'nun değişik bir yapılaşma gösteren ilginç yerleşmelerindendir. Kent, Mazı Dağları'nın (Masius) güney yamaçlarında, doğudan batıya 2.500 m uzunluğunda, 500 m genişliğinde bir alana kurulmuştur. Kaleden ve karşıdan bakıldığında, Mardin evleri bir-biri üstüne yığılmış gibidir.


Medreseler


Saymak ile bitmeyen gezmek ile de kolay kolay bitmeyecek bir yerleşim alanı sizlerle isimlerini şu şekilde paylaşıyorum Aman diyorum gitmek isterseniz biraz uzun tutun seyahatinizi….


Kasımiye Medresesi: İki teras üzerine iki katlı olarak inşa edilmiş Medrese, cami ve türbe ile birlikte külliye olarak nitelendirilebilir. Yapımına Artuklular tarafından başlanıp 15. yüzyılda Akkoyunlular tarafından tamamlanan Medrese bu nedenle Sultan Kasım'ın adıyla anılır. 1469 yılına tarihlenen Medrese, şehirdeki eğitim amaçlı yapıların en büyüklerinden biri. Tek bir avlu etrafında düzenlenmiş iki katlı mekânlar ve bağımsız bir mescitten oluşur. Plan özellikleri, taş işçiliği ve süsleme motifleri, devir özelliklerini yansıtması da bu anıtsal yapının Mardin'deki Artuklu Dönemi'nin son eserlerinden birisi olduğu söylenebilir.

Zinciriye Medresesi, Şah Sultan Hatun Medresesi, Melik Mansur Medresesi, Altunboğa Medresesi, Cihangir Bey Zaviyesi, Hatuniye Medresesi (Sitti Radviyye Medresesi) gezilebilecek diğer yapılar….


ŞEHRİN SİMGESİ HALİNE GELMİŞ MABETLER


Mardin Ulu Cami, Şehrin simgesi Ulu Cami, Mardin'in en önemli ve en eski mabedidir. Cami, yaklaşık dokuz asırdır ayakta olan bir kültür mirası. Tarihî dokunun yoğun olduğu kent merkezinde, kentsel sit alanı içinde yer alan Cami, üstündeki yazıta göre 1176 yılında Artuklu Sultanı Kutbettin İlgazi zamanında inşa edilmiş.

Şeyh Çabuk Cami, Latifiye (Abdüllatif) Cami, Melik Mahmut Cami, Pamuk Cami,Reyhaniye Cami, Arap (Azap) Cami, Hacı Ömer (Halife) Cami, Şeyh Kasım Halveti Türbe ve Mescidi,Eminüddin Külliyesi, Şehidiye Cami ve Medresesi, Zeynel Abidin Cami ve Türbesi (Nusaybin), Selman-ı Pak Cami (Nusaybin), Kızıltepe Ulu Cami, Cevat Paşa Cami (Midyat), Ulu Cami (Midyat), H. Abdurrahman Cami (Midyat),

Kiliseler


Mor Behnam (Kırklar) Kilisesi,Şar Mahallesi’nde bulunan ve Mardin Süryani Kadim Ortodoks Cemaatine ait olan Kırklar Kilisesi, 6. yüzyıla tarihlendirilir. 1293’te Mardin’in, Süryani Kadim Patriklik Merkezi olması ile Mardin’de yaşayan Süryanilerin ruhani ve idari işleri, bu kiliseden yönetilmeye başlanmış. Kırklar Kilisesi'nde patrikler ve metropolitler önceleri kilisenin avlusunda tavanları kesme taşla örülmüş odalarda ikamet ederlermiş. 1850'de bu odaların yerine yeni bir patriklik merkezi inşa edilmiş, 1925'te de bu mekân genişletilerek yanına kesme taşlardan bir divanhane yapılmış. 1799'da burada bir okulun açılmış olup, 1825 - 1899 yılları arasında faal olduğu bilinmekte. 1928 yılına kadar kilisede, eğitim ve öğretim devam etmiş. Mor Behnam adıyla da bilinen kilisenin her iki ismi de erken dönem Hıristiyan efsanelerine dayanır.


Meryemana Kilisesi ve Patrikhanesi,1860 yılında yaptırılan kilise, bugün müze olarak kullanılıyor. Akustik bir ses düzenine sahip olan kilisede, patriğin oturma ve vaaz yeri ahşap el işçiliği ile süslenmiş olup, zarif bir görünüm sergilemekte. Patrikhane ise, 1895 yılında inşa ettirilmiş. 1988 yılında Kültür Bakanlığına devredilen Patrikhane, restore edilerek 1995 yılından itibaren müze olarak kullanılmaya başlanmış.

Mor Yakup Kilisesi, Mor Evgin Manastırı, Mor Mihayel Kilisesi ve Burç Manastırı, Mor Petrus ve Pavlus Kilisesi, Mor İliyo Kilisesi, Mor Yusuf Kilisesi (Surp Hovsep), İzozoel Kilisesi, Mor Stefanos Kilisesi, Mor Şimuni Kilisesi, Mor Barsavmo Kilisesi, Mor Aksanoya Kilisesi, Mor Sarbel Kilisesi, Mor Abraham Kilisesi, Meryem Ana Kilisesi (Anıtlı köyü), Hah Katedrali (Mor Sobo Kilisesi),


Manastırlar


Deyrulzafaran Manastırı , Yukarı Mezopotamya’nın en ünlü tarihi yapıtlarından biri. Ve söyle sıralaya biririz : Mor Gabriel (Deyrulumur) Manastırı, Mor Dimet Manastırı, Mor Evgin Manastırı, Dereiçi (Killit) Köyü ise büyük bölümü terk edilmiş eski bir Süryani köyü olan Deriçi köyü, taş yapılarıyla dikkat çekmektedir. Göç vermeden önce büyük ve önemli bir Süryani yerleşimi olan köyün Ortodoks, Protestan ve Katolik üç kilisesi ve üç manastırı bulunmaktadır. Şaraplarıyla da ünlü olan köyün yakınlarında şarap üretilmekte ve bağbozumu geleneği devam ettirilmektedir. Köyün içindeki eski Süryani Ortodoks Mor Yuhannon Kilisesi 7. yüzyıla tarihlendirilir. Köye 3 km uzaklıktaki Mor Abay Manastırı bugün harabe halinde ama zamanında görkemli bir yapı olduğu kalıntılarından anlaşılıyor. Manastırın 6. yüzyılda inşa edilmiş olduğu tahmin edilmektedir. Mor Abay Manastırı’na 1 km mesafede bulunan Mor Theodute Manastırı’nın, 7. yüzyılın sonlarına doğru Mor Theodute adlı gezgin bir keşiş tarafından yanında Mısır’dan getirdiği kutsal emanetlerin üzerine kurulduğu sanılmaktadır. Günümüzde de migren hastaları şifa bulmak için manastırda gecelerler; bu nedenle burası “Baş ağrısı manastırı” diye de anılır. Bu kısa bilgiden sonra şöyle devam edelim ; Mor Cırcıs Manastırı, Hammara Manastırı, Mor Mihayel Kilisesi ve Burç Manastırı olarak eklenebilir. Midyat ve Çevresindeki (Tur Abdin) Geç Antik ve Ortaçağ Kilise ve Manastırları bir araya toplamıştır. Burayı ziyaretinizi ciddi anlamda uzun tutun derim. Emin olun kısaca bahsetmek istesemde ekleyemediğim çok detay var. Sevgiler Mardin Türkiyenin en önemli bölgelerinden birisin.

Yakın zamanda görüşmek dileklerimle…

Sevgiler Nazlı Tanrıkulu.




Comentários

Avaliado com 0 de 5 estrelas.
Ainda sem avaliações

Adicione uma avaliação
bottom of page